Mısırda tehlikeli oyun!

TAKİP ET

Büyük oyuncular LİDAŞ'ları stok merkezi haline getirdi

2024 yılında TMO’nun mısır alımından çekilmesiyle piyasada serbest bırakılan fiyatlar üreticiye umut değil, belirsizlik getirdi. Adana ve Gaziantep gibi bölgelerde mısır hasadının ardından satış fiyatları hızla yükseldi. İlk satışlar Adana’da tonbazında 6.000 TL seviyesindeyken, bugün bu rakam 9.600 TL'ye kadar çıktı. Peki, ne oldu da fiyatlar bu kadar yükseldi?
Bu fiyat artışlarının ardında büyük tüccarların elinde stoklanan mısırın etkisi var. LİDAŞ’lara emanet edilen tonlarca mısır bekletiliyor ve serbest piyasa, bu ürünleri adeta vurgunculuk aracına dönüştürüyor. Bu sırada küçük üretici çoktan elindeki mısırı sattı, parasını aldı. Ancak asıl kazananlar, bu fiyat dalgalanmalarını bekleyen büyük oyuncular oldu. Mısırda bu "bekleyiş" sadece ticari bir oyun mu? Yoksa adalet duygusunu sarsan bir stokçuluk anlayışının temsili mi?
Lisanslı depolar (LİDAŞ), her ne kadar tarımsal ürünlerin güvenle depolanması için kurulmuş olsa da büyük tüccarların elinde piyasa manipülasyonlarının merkezi haline geldiği iddia ediliyor. Ayrıca orta ölçekli tüccarlar, stopaj vergisi muafiyetinin sadece LİDAŞ’larda mahsulü depolayanlara tanınmasına isyan ediyor. Onlar da benzer kolaylıkların kendilerine tanınmasını talep ediyor. Bu talepler göz ardı edilirken, küçük üreticinin ve ülke ekonomisinin kaybettiği bu sistem ne kadar sürdürülebilir?

ADALETSİZLİĞİN BİR GÖSTERGESİ Mİ

Karaman’da mısır hasadı yaklaşıyor. Hasat, mısır fiyatlarında bir miktar rahatlama getirebilir, ancak asıl sorun sadece hasat mevsimine bağlı değil. Stokçuluğun ve vurgunculuğun gölgesinde büyüyen fiyat artışlarının etkilerini uzun vadede göreceğiz. Peki, bu serbest piyasa gerçekten serbest mi, yoksa büyük oyuncuların kontrolünde mi? Mısırın yükselen fiyatları, aslında piyasadaki adaletsizliklerin bir göstergesi mi?
Bu sürecin sonunda hem üretici hem de tüketici zarar görecek gibi görünüyor. Ancak en büyük zararı, bu fiyat spekülasyonlarını izlemekle yetinen ekonomi mi yoksa adaletsizliğe göz yuman bir sistem mi alacak? Bunu hep birlikte göreceğiz.

GÖNLÜMÜZ EL VERMİYOR

Her ne kadar Karaman’da mısır üretiminin yanlış olduğunu her fırsatta dile getirsek de sonuç olarak bu kentte mısır üretimi yapan çiftçiler var. Tarım politikasındaki hatalı uygulamalar nedeniyle, çiftçinin mısırdan alacağı kazancın stokçulara yar olmasına gönlümüz el vermiyor. Dolayısıyla, Karaman’da mısır üretimini desteklemiyoruz, ancak var olan mısır üretimi gerçeğini de göz ardı etmiyoruz. Hem üreticinin hem tüketicinin hem de küçük ve orta ölçekli tüccarın yanında olduğumuzu vurgulamak istiyoruz.

GERÇEK KAZANÇ BÜYÜK TÜCCARLARA GİDİYOR

Ayrıca şu noktanın da altını çizerek bir şeyler söylemek gerekiyor: Her ne kadar Karaman’daki mısır üreticileri, spekülasyonlar nedeniyle kısa vadede ürünlerini daha yüksek fiyatlara satma şansı bulsa da bu tür dalgalanmalar uzun vadede üreticiye zarar verebilir. Stokçuların kontrol ettiği bu piyasa, fiyatları yapay olarak yükseltirken, gerçek kazanç çoğunlukla büyük tüccarlara gitmektedir. Bizler, bu adaletsiz piyasa koşullarının üreticiye yarar değil, zarar getireceğini vurguluyoruz. Üreticilerin haklarını korumak ve sürdürülebilir tarım politikalarını savunmak için bu duruma dikkat çekiyoruz.
 

Adem demirel